RAMAZAN AYI ve ORUÇ
Gönüllerimizin ilâhi rahmet ve mağfiret arzusu ile yıkandığı, iç âlemimizi zenginleştiren, hayatımıza anlam veren, mânevi değerlerin öne çıktığı, sayısız güzelliklerin yaşandığı, rahmet kapılarının açıldığı, sevgi ve merhamet ayı RAMAZAN 13 Nisan Salı günü başlıyor.
İlk Teravih namazını 12.Nisan Pazartesi akşamı kılacağız ve aynı gece ilk sahurumuza kalkacağız. Başta ülkemiz olmak üzere bütün İslâm âleminin Ramazan ayını kutluyor, İbadet ve dualarımızın kabul olmasını Rabbım’dan niyaz ederim.
Oruç ve Kur’an ayı olan Ramazan pek çok konuda Müslümanı eğiten önemli bir zaman dilimidir. Açlık ve susuzluk gibi bedeni arzulara karşı direniş ve dayanma gücü kazandıran oruç, aktif bir sabır eğitimidir. Aynı zamanda oruç ibadeti, bireysel ve toplumsal hayatı disipline eden, nefsin haz ve isteklerinden uzak tutan bir irâde eğitimidir.
Ramazan ayı, Kemâle erdiren; Kendini beğenme, kibir ve riyakârlık gibi çirkin huylardan uzaklaştırıp, tevâzu ve samimiyet kazandıran, düşünme ve nefis muhasebesi fırsatı verip tevbe, istiğfar, af ve mağfirete zemin hazırlayan bir rahmet iklimidir. Bu anlamda oruç, oruçluyu tutar, O’nu dizginler ve O’na haddini bilmeyi öğretir. Ramazan ayı, Allah’ın kullarına lütfettiği müstesna bir mekteptir. Bu mektepten mezun olan her Müslüman, elde ettiği bilgi ve tecrübeyi, iyilik ve takvayı yılın diğer aylarına taşıyıp yaşama kararlılığl göstermelidir. Aksi haldePeygamberimiz (s.a.v.) in; “Nice oruç tutan var ki, orucundan kendisine kalan sadece açlık ve susuzluktur….” Buyurmuştur.(İbn Mâce, Sıyâm 21)
ORUÇ ORUÇ,
İslâm’ın beş temel şartından biridir.Orucun farz oluşu Kur’an- Kerim’de belirtilmiştir. Oruca tahsis edilen ramazan ayı faziletli bir aydır. Buayın fazileti, içinde Kadir gecesi bulunmasındandır. Kadir gecesinin üstünlüğü ise, kendisinde Kur’an-ı Kerim’in indirilmiş olmasındandır. Çünkü Kur’an ramazan ayında ve Kadir gecesinde ilk vahiy olarak Hira dağında Peygamberimiz gelmeye başlamıştır. Ramazan ayı, büyük bir ibâdet olan ORUÇ ibadetine tahsis edilmiştir.Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “ Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.Umulur ki korunursunuz.”(Bakara :183) “Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı).Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazareti olup da ) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa , bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen ) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara:184) “
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca ) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar , sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı ta’zim etmeniz, şükretmeniz içindir.” (Bakara:185) Dinimizde güçlük yoktur. Allah orucu emretmiştir. Oruç tutma şartları bulunan kimseler oruç tutarlar. Hastalık, yolculuk gibi geçici bir engelden ötürü oruç tutamayan, sonra kaza eder. İhtiyarlık ve iyileşmeyen müzmin hastalık gibi devamlı özrü olanlar FİDYE verirler. Her türlü zahmete rağmen kendi arzusu ile gönülden oruç tutan ve hayır yapanlar övülmüştür. İslâm’ın beş şartından biri, Oruç’tur. Oruç, maddi ve manevi faydaları çok olan bir ibadettir. Peygambermiz (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmuşlardır: “Ramazan geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır.”(Buhâri, savm, 5; Müslim, sıyâm, 1) “ Herhangi biriniz oruçlu bulunduğu gün artık kötü söz söylemesin ve cahilliğe kapılmasın. Eğer bir kimse kendisi ile döğüşür yahut O’na hakaret ederse derhal: -Ben oruçluyum, ben oruçluyum desin.” (Müslim, sıyam, 160 ) “ Allah (c.c ): -Âdemoğlunun her işi kendisi içindir. Oruç müstesna. O, doğrudan doğruya bana yapılan (içine riyâ karışmayan) bir ibâdettir. Onun mükafatını da doğrudan doğruya ben veririm, buyurdu. Muhammed’in nefsi yed-i kudretinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun (açlık) kokusu, Allah katında, muhakkak misk kokusundan daha hoş ve temizdir.” (Buhâri, savm, 9; Müslim, sıyâm, 161) “ Oruç bir kalkandır.” (Buhâri, savm, 2; Müslim, sıyâm, 162 ) “ Her şey için bir zekât vardır, cesedin zekâtı da oruçtur. Oruç sabrın yarısıdır.”( İbn Mâce, sıyâm, 44, Tirmizi, da’vât, 86.) “ Bir insan ramazanın faziletine inanarak ve mükafatını Allah’dan umarak oruç tutarsa geçmiş günahları bağışlanır. “(Buhâri, savm,6 ) Bu hadis-i şerifler bize ,orucun, sayısız hikmet ve faydasının bulunduğunu göstermektedir.
Şöyleki; 1. İnsan oruç tutmakla Allah u Teâlâ’nın rızasını ve sevgisini kazanmış olur. Nefsini terbiye eder. Kendini kötülüklerden alıkor. İhtiraslarını bastırır ve ruhunu yüceltir.
2. Oruç tutarak aç kalan Müslümanın ; Şefkat ve merhamet duyguları gelişir. Fakirlerin, açların ne durumda olduklarını tecrübe ile öğrenmiş olur.
3. Oruçlu kişiler, açlığa, susuzluğa ve sıkıntılara tahammül etmeyi öğrenir, sabır ve sebat sahibi olurlar.
4. Orucun ruhumuz kadar bedenimize de faydası vardır. Ramazan boyunca mide ve kalp daha az çalışır, bütün organlar dinlenir, vücut sağlık kazanır. Bu sebeple oruç, maddi ve mânevi hastalık ve kötülüklere karşı bir kalkandır. Allah’ım! Sağlık ve sıhhat içeresinde cümlemizi on bir ayın sultanı Ramazan ayına kavuştursun.
Halil İbrahim EREN